covid19

14-09-2015 11:12 Kategori: UŞAK

CHP'li Aday Adayı "O Okul Müdürü" O Olaya İlişkin Açıklama yaptı:

CHP'li Aday Adayı "O Okul Müdürü" O Olaya İlişkin Açıklama yaptı:

"CHP’den Uşak Milletvekili aday adayı olan ve daha önce Atatürk’ün Bursa Nutku’nu dağıtan öğrenciye açtığı soruşturma ile gündeme gelen Halim Uçar, önceki gün çıkan ‘O müdür CHP’den vekil Adayı" başlıklı habere yanıt verdi. "

- Bursa Nutku öğrenciye Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından verilmiş,

- Öğrenciye Okulun dışında dağıtmasını söyledim,

- Ben öğrencimi korumak istedim,

- Zamanın ADD Başkanı Ercan Uzun olayı çarpıttı.

- Zamanın Milli Eğitim Müdürü O öğrenciyi okuldan atmamı istedi…

Şeklindeki açıklamalarıyla Halim Uçar, yaşanan olayı doğrularken, konunun dönemin ADD Başkanı Ercan Uzun tarafından basına yansıtılış şeklinin yanlış olduğunu ifade etti. Olayı tekrardan haberleştiren gazetecilerin kendisine durumla ilgili soru sormamasına sitem eden Halim Uçar, o dönemde soruşturma açıldığı iddia edilen öğrencinin şu andaki ADD Başkanı Dr. Arif Güvenir’in oğlu olduğunu belirtti. ADD üyesi öğrencisini korumak için Atatürk’ün Bursa Nutku’nu toplattığını dile getiren Halim Uçar, konuyla ilgili çok uzun bir açıklamada bulundu. Uçar’ın e-posta yoluyla gönderdiği açıklama şöyle: 

“Sevdiğim, başarısı ve efendiliğini başkasına örnek gösterdiğim bir öğrencim, hatırladığım kadarıyla belirli miktar Atatürk’ün Bursa Nutku fotokopisini arkadaşları ile okul idaresinden habersiz sınıflarda dağıtıp sınıf panolarını asmak istemiş. Birkaç öğretmen veya öğrenci(yıllar geçtiği için detayları hatırlayamayabilirim) yanıma gelerek ismi geçen öğrenci başta olmak üzere bazı öğrencilerin sınıfları dolaşarak Atatürk’ün Bursa Nutku dağıttığını, sınıflarda panolara astığını söylediler. Ben konuyu anlamak için hemen o öğrenciyi çağırdım. Öğrenci evet ADD tarafından kendilerine verilen Atatürk’ün Bursa Nutku’nu sınıflarda dağıttığını, bunun ne mahzuru olduğunu, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesinin bütün sınıflarda olduğunu, hatta benim odamda da olduğunu, bunların aynı şey olduğunu gençlik heyecanı ve iyi niyetle söyledi. Ben bu iki hitabenin aynı şey olmadığını, bu usulle davranmanın yanlış anlaşılabileceğini, mümkünse dış kapının önünde bunu dağıtmasının uygun olacağını, benimde meraklı öğrencilere yönlendirip bu nutku almalarını sağlayacağımı söyleyerek bazı nasihatlerde bulundum. Öğrenci odamdan gitti ve sınıflarda dağıtmaya devam etmiş. Ben durumdan haberdar oldum, sınıf panolarına asılan bu yazıları toplattım. Çünkü endişem öğrencinin bu faaliyeti birileri tarafından abartılarak durum resmi makamlara iletilerek işgüzarlık yapılacak ve sevdiğim öğrenci arada zarar görecek. Öğrenci hakkında o zamanda meşhur olan, bu zamanda da meşhur olan fişleme işlemi yapılacak. Öğrencilerin dağılmasından kısa süre sonra aklıma gelen başıma geldi ve işgüzar iki polis odama geldi. Okulda birileri tarafından bildiri dağıtıldığını duyduklarını, bunun suç olduğunu, bu öğrencileri tespit edip işlem yapacaklarını ısrarla söylediler. Ben böyle bir faaliyetin olmadığını, elinde birkaç Atatürk’ün Bursa Nutku olan bir öğrencinin elinden bu nutku aldığımı, durumun bundan ibaret olduğunu, okula da tarafımdan bir talep gelmediği halde bu usulle gelmelerinin yanlış olduğunu polislere bildirdim. Polisler hiç olmazsa bu öğrencin ismini vermemi istediler, öğrencinin ismini vermedim. Benden istediklerini alamayan bu polisler ADD’ ye gitmişler ve sorgulama yapmışlar. Polislerin bu kaba tutumları ve öğrencinin verdiği bilgi çerçevesinde o zamanın ADD başkanı bunu basın toplantısı yaparak protesto edeceğini ve benim hakkımda suç duyurusunda bulunacağını duydum. Bu süreçte çocuğun zarar göreceğini düşündüğümden, olaya şahit olan ve beni iyi tanıyan ve yıllardan beri ADD üyesi olan Md. Yrd. cımız Hasan Yüksel beyi ADD başkanına arayarak durumu birinci elden anlatmasını istedim. Hasan Bey ADD başkanına hemen arayarak durumun aktarıldığı gibi olmadığını, müdür olarak benim konuyu kapatıp öğrenciyi korumak için adeta çırpındığımı kendisine anlattı. ADD başkanı basın toplantısı kararı aldığını, bundan vazgeçmeyeceğini, istersem benimde bir basın toplantısı yapıp bu konu hakkında bilgi vereceğimi, hakkımda suç duyurusunda bulunacağını söyleyerek telefonu kapattı. O zamanın ADD başkanı basın toplantısı yaparak olayı çarpıttı, bana hakaret etti ve devamında hakkımda savcılığa suç duyurusunda bulundu. İkinci gün konuya birisi daha ters yönden müdahil oldu. Bu kişide o zamanın Milli Eğitim Müdürüdür. Yani herkes bir çocuk üzerin meşhur olmak ve birilerine yaranma peşine düştü. Ben ise her şeye rağmen bu delikanlıyı koruma derdinde oldum. Okulda herkes buna şahididir. O Milli Eğitim Müdürü beni odasına defaatle çağırarak ne zaman o çocuğu okuldan atacağımı, disiplin soruşturmasını ne zaman tamamlayacağımı, bunun takipçisi olduğunu bildirdi. Benim bir şey yapmadığımı öğrenince odasına beni çağırarak benim dışarıda CHP’li olarak anıldığımı, bunu duyduğunu, yoksa çocuğun bu faaliyetinin benim tarafımdan mı organize edildiğini, benden şüphelendiğini yüzüme söyledi. Ben durumun böyle olmadığını, araştırma yapmaya devam ettiğimi söyleyerek olayı kapattım. Öğrenci ile ilgili herhangi bir disiplin işlemi yapılıp ceza verilmemiştir. Bunu Orhan Dengiz Anadolu Lisesi disiplin kayıtlarından öğrenebilirsiniz. ADD başkanının Uşak Cumhuriyet Başsavcılığına benim aleyhime açtığı 2010/1030 soruşturma numaralı dava savcılığın 2010/2140 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair verdiği kararla kapanmış, savcılık beni haklı bulmuş, benim görevimi yaptığımı, ADD başkanının basın toplantısında dile getirdiği iddianın doğru olmadığını ortaya koymuştur. O zaman beni tanıyan bazı avukat arkadaşlar bu konuda hak etmediğim iftira ve hakaretlere maruz kaldığımı, o çocuk ve bilhassa ADD başkanı hakkında hukuk ve ceza davaları açmamı, kesinlikle açacağım davaları kazanacağımı, bana iftira ve hakaret eden bu kişilerin cezaya mahkûm olacaklarını bana birkaç kez söylediler. Ben çok düşündüm ama arada bu öğrencinin mağdur olacağını, geleceğinin kararabileceğini düşünerek bu hakkımdan vazgeçtim. Şimdi aynı şeyle karşılaşsam öğrenciye gene nasihat eder, elindeki metni alır öğretmenlere dağıtır öğretmenler aracılığı ile usulünce bu metnin okutulup izah edilmesini sağlar, öğrencinin bireysel çıkışı ile mağduriyetini önlerdim. Ama insanlar her zaman her şeyi anında düşünemiyor ki. Benim bu süreçte yaşadıklarımı ne o öğrenci, ne o zamanın ADD başkanı ve nede sizler bilmiyorsunuz. Bunu öğrenmek içinde hiç kimse bana müracaat etmiyor. Bu süreci en iyi bilen ve o dönemde o öğrencinin mağdur olmaması için çalıştığımı daha sonra öğrenen kişi o öğrencinin babası olan şu anki ADD başkanı olan beyefendidir. Keşke merak edip bu haberle ilgili şu anki ADD başkanından bilgi alsaydınız. Sanırım verdiğim bilgiler yeterli.



DİĞER UŞAK HABERLERİ

1.reklam

ÇOK OKUNAN HABERLER
gazete manşetleri
ANKETİMİZE KATILIN

28 MAYISTA KİM CUMHURBAŞKANI OLUR?

50%

38.9%

11.1%

NAMAZ VAKİTLERİ
PUAN DURUMU
BİYOGRAFİLER

E-BÜLTEN ABONELİĞİ